Ana Sayfa Künye Sitene Ekle
Kullanıcı Adı : Şifre : Şifremi Unuttum Yeni Üyelik
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri Tüm Yazarlar
DOÄžU KARADENÄ°ZDE ETNÄ°K HALKLAR TARÄ°HÄ°
Önsöz: Doğu karadeniz bölgesine Pontus denilmiş, Burada yaşayan halklar da Rum şeklinde tanımlamıştır Pontus Deniz kenarı sahil anlamına gelmektedir Bir kavim Irk değildir,
 
Rum kelimesinin aslı Romalı demektir, Arapça harflerde O harfi olmadığı için Rum ÅŸeklinde kullanılmıştır.
Osmanlı & Selçuklu Arap harfleri kullanıyordu, Onlarda Romayı Rum, Diyarı Rum ÅŸeklinde tanımlamışlardı.
Roma halkının çoÄŸunluÄŸu zannedildiÄŸi gibi Batılı-Yunanlı deÄŸil, Anadolu, Mezopotamya halkları ve Asyadan göç eden halklardan oluÅŸuyordu. Bunların önemli bir kısmı Turan / Türk kavimlerindendi. 
Ä°slam hakimiyeti sırasında eski ÅŸaman veya Hıristiyan olarak yaÅŸayan halka Müslümanlar Rum (Romalı) derdi. 
Bu arada Ermeniler, Süryaniler, Yezidiler kendi kavim adları ile tanımlanırken Turan/Türk kavimler Rum ÅŸeklinde tanımlanıyordu.
Evet Selçuklu/Osmanlı dönemi Rum ÅŸeklinde tanımlanan halkların çoÄŸunluÄŸu Müslüman olmayan Türk kavimleriydi.
 
BU KONUDA BÄ°R ARAÅžTIRMA YAZISINI ALDIK
 
Yunanlı tarihçi Yorgos Kardatos: "Yunanlıların Pontus (deniz) ile hiçbir ilgileri yoktur! Yunanlıların Pontus'la ilgileri, Atinalı tüccarların gemilerle gelip, Trabzon bölgesinden çaldıkları inekleri Atina ve Mısıra götürüp satmalarından ibarettir!" 
**
Alfred Duggan, King of Pontus adlı eserinde Pontus krallarının Yunanlılarla hiçbir ilgilerinin bulunmadığını da yazar.
**
Tarihçilerin babası olarak kabul edilen HERODOT tarihi; Ä°ran egemenliÄŸi altındaki ulusları sayarken, incelediÄŸimiz bölgede Turan kokenli MoÅŸililerin, Tibaren, Makronlu, Mosinekli ve Marlıların yaÅŸadığından bahseder, Yunanlılardan bahsetmez.
**
Fransız bilim adamı Lebeau (Löba), yukarıda zikrettiÄŸimiz kadim Pontus ahalisinin "burayı çok eskiden beri vatan yapmış olan Turanlılar olduÄŸunu " söylüyor. 
**
Tarihin ilk çaÄŸlarından itibaren yerleÅŸime açılan DoÄŸu Karadeniz bölgesinde yaÅŸayan topluluklardan en bilineni MÖ. 16 yüzyıl ortalarında yaÅŸayan Azzi-HayaÅŸalardır.
MÖ. 695’te Kimmerler, kendileri gibi Orta Asya halklarından olan Ä°skitlerin sıkıştırmasıyla bölgeye gelmiÅŸ ve bölgede devlet kurmuÅŸlardır.
**
Alman Tarihci Jakop Phillipp Falmerayer 
"Trabzon'un Kafkasya'dan gelen Kıpcak Türkleri tarafından kurulduÄŸunu" söyler
R.P. Pullant ve Charles Texier de aynı görüÅŸtedir. Onlar da "Trabzon'un yerli halkının Kıpçak Türk olduÄŸunu " yazmışlardı.
**
Yani bölge, MÖ. 695 yılından itibaren Orta Asya halklarının yerleÅŸtikleri ve devlet kurdukları bir alandır. Bölgeye, MÖ. 665’ten itibaren, Kimmerleri takiben Anadolu’ya gelen Ä°skitler yerleÅŸmeye baÅŸlamış ve egemenlik tesis etmiÅŸlerdir. Ä°skit egemenliÄŸi devam ederken bölgeye, Batı Anadolu’dan ve bugünkü Yunanistan’dan gelen topluluklar, ticari koloniler kurmak maksadıyla yerleÅŸmeye baÅŸlamışlardır.
MÖ. 336 yılında Makedonyalı Ä°skender’in orduları Çoruh boylarına ulaÅŸtığında, Hazar denizinden bu bölgeye kadar olan sahada Kıpçak Türklerinin bulunduÄŸu Gürcü kaynaklarından anlaşılmaktadır.
Bölgede devlet kurmadan varlığını sürdüren Kıpçaklar, Türklerin ÇaÄŸatay koluna mensup olup bölgede daha çok Gürcülerle yakın iliÅŸki içerisinde oldukları görülmektedir.
 
Kıpçaklar, Türklerin Peçenek ve Uz Türkleriyle beraber fiziksel bakımdan diÄŸer Türk boylarından biraz daha farklı olarak sarışıncadırlar.
 
Karadenizlilerde görülen sarışınlığın Kıpçaklardan geçtiÄŸi Antropoloji uzmanları ve tarihçilerin genel kabulü olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Aslında Kıpçaklar bölgede sanılanın ötesinde özellikle askeri ve siyasi alanda çok etkili olmuÅŸlardır. Gürcü Kraliçesi Tamara zamanında Gürcü ordusunun hemen hemen tamamı Kıpçaklardan oluÅŸmaktadır. Sözü edilen Kıpçaklar’ın tamamı Ortodoks inancına sahiptir.
 
Bölgede MÖ.301 yılında Pontus devleti kurulmuÅŸtur. Pontus devleti genel kabulün aksine Perslerin kurduÄŸu bir devlettir. Pers hanedanı Mihridates’lerin yönetimindeki Pontus devleti yaklaşık 3,5 asır sürmüÅŸtür. Sonrasında Romalılar bölgeye hâkim olmuÅŸtur.
 
Roma bölündükten sonra bölgenin kontrolü MS. 395’ten itibaren DoÄŸu Romalılara (Bizans) geçmiÅŸtir.
Bizanslılar da, Balkanlarda kendilerini uzunca bir süre meÅŸgul eden Bulgarları, MS. 530’dan sonra bölgeye yerleÅŸtirmiÅŸtir.
MS. 1058 yılından itibaren Selçukluların bölgenin güneyine hâkim olmasıyla, OÄŸuz Türklerinin akınları baÅŸlamıştır. Bölgeye daha çok 1071 sonrası yoÄŸunlaÅŸan bir Türkmen yerleÅŸimi söz konusudur. Özellikle OÄŸuzların Çepni boyu bölgeye adeta akmıştır.
 
Bu arada OÄŸuzlar, 1071 yılında Trabzon’u bir süreliÄŸine ele geçirmiÅŸler ancak Bizans valisi Thedore Gabros 1075’te ÅŸehri geri almıştır.
 
Bölgede Trabzon devleti, 1204 yılında taht kavgası nedeniyle Ä°stanbul’dan kaçmak zorunda kalan Kommenos ailesi tarafından kurulmuÅŸtur. Kommenoslar zamanında Türklerin taarruzlarına karşı Gürcülerden yardım istemiÅŸ, onlar da Kıpçak askerlerini yardıma göndermiÅŸtir. SavaÅŸçı Kıpçaklar, Türkmenlerin bölgeyi ele geçirmesinin önündeki en büyük engel olmuÅŸlardır.
 
Tabi Kıpçaklar sadece asker olarak deÄŸil, 13. yüzyılın başından beri yukarıda da temas ettiÄŸim gibi halk olarak da bölgede varlığını sürdürmektedirler. Kıpçaklar, Ortodoks inancına sahip olmalarından dolayı kendi dilleri olan ÇaÄŸatay Türkçesinin yanı sıra bölgede Rumca da konuÅŸmaya baÅŸlamışlardır. Çünkü hem resmi dil, hem Ortodoksların dinsel öÄŸreti dili Rumcadır.
 
Yani bölgede Ortodoks olan insanların tamamı Grek asıllı deÄŸildir. Dolayısıyla Rum ifadesi sadece Grek asıllıları deÄŸil, aralarında yoÄŸun biçimde bulunan Kıpçak Türklerini ve diÄŸer unsurları da kapsamaktadır. Bunu önemli bir ayrıntı olarak kayıt altına alalım. Yani bölgede Rumca bilenleri Grek asıllı görmek çok büyük bir hatadır.
Tarihsel kronolojiye devam edelim…
 
Trabzon devleti, varlığını 15.yüzyıla kadar sürdürmüÅŸtür. Bu süreçte OÄŸuz Türklerinin taarruzları onları bitap düÅŸürmüÅŸ; devamlı mücadele, kuruluÅŸunda Sinop’tan Rize’ye kadar olan bölgenin büyük kısmının Trabzon Devletinin elinden çıkmasına sebep olmuÅŸ ve devlet sadece Trabzon ve çevresindeki sahaya sıkışmıştır.
Trabzon Devleti, bu süreçte yoÄŸun göç vermiÅŸ olup hemen batısında bulunan Canik Beyliklerinden (Hacı EmiroÄŸulları, TaceddinoÄŸulları, KubadoÄŸulları, TaÅŸanoÄŸulları) ve Bafra beylerinden daha zayıf durumdadır.
Sadece o zaman ki nüfus karşılaÅŸtırmasını vermek yeterli olacaktır sanırım. ÖrneÄŸin TaceddinoÄŸlu BeyliÄŸinin asker sayısı 12 bin iken Trabzon’un ÅŸehir merkezinin nüfusu sadece 4 bindir.
 
Nihayet, 1461 yılında Trabzon, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilecek ve Trabzon devleti sona erecektir.
Burada atlamadan vurgulayalım ki yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı gibi MÖ. 301 yılında bir Pers hanedanı tarafından kurulan Pontus Devleti ile MS.1204 yılında kurulan Trabzon devletinin iliÅŸkisi bulunmamaktadır. 1204’de kurulan devletten “Rum Pontus” ÅŸeklinde bahsedilmesi, sadece söz konusu devlete tarihi derinlik kazandırma maksatlıdır. Dayanaksızdır.
 
Osmanlı egemenliÄŸinden sonra 19. yüzyıla kadar bölgede barışı bozacak hiçbir ÅŸey olmamış, ancak bölgeye tarihin doÄŸal seyrinde yoÄŸun Türk göçü sürmüÅŸtür.
 
Bu süreçte Rum olarak adlandırılan azınlık unsur da bölgede varlığını sorunsuz biçimde sürdürmüÅŸtür. Ancak 1828-1829 Osmanlı- Rus savaşından sonra bölgedeki Rumların önemli bir miktarı Rusya ve Balkanlara göç etmiÅŸtir (O zamanlar Trabzon ve çevresinde Rum kabul edilen nüfus 210 bin civarında).
Müteakiben Yunanistan’ın bağımsız hale gelmesinden sonra özellikle de Osmanlının son döneminde, kilisenin gayretleriyle bölgede Yunanlık bilinci yaygınlaÅŸmış ve güçlenmiÅŸ, DoÄŸu Karadeniz megalo ideanın parçası olarak düÅŸünülmeye baÅŸlamıştır.
 
Kaynak
Mustafa Önsel’in katkıları ile
Etiketler :
rum pontus doÄŸu karadeniz tarihi -
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 YORUM YAPMAK İSTERMİSİNİZ
04-11-2020 08:25
aaaaaaaaaaa
Oy Kullan Sonuçlar
Foto Galeri [ Tümü ]
Video Galeri [ Tümü ]
Kim Kimdir
ISTANBUL
 
Destek: Abdullah Gözaydın
Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Site Haritası
 
Tüm hakları saklıdır 2012 ®