Ana Sayfa Künye Sitene Ekle
Kullanıcı Adı : Şifre : Şifremi Unuttum Yeni Üyelik
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri Tüm Yazarlar
ABDULLAH GÖZAYDIN
KURAN-I KERÄ°M`DE, FAÄ°Z HAKKINDAKÄ° AYETLER

 
 
el-BAKARA 
2-188. Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin. 
 
2-275. Faiz yiyenler (kabirlerinden), ÅŸeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öÄŸüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmiÅŸte olan kendisinindir ve artık onun iÅŸi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, iÅŸte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. 
 
2-276. Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. 
 
2-278. Ey iman edenler! Allah'tan korkun. EÄŸer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin. 
 
2-279. Åžayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaÅŸtan haberiniz olsun. EÄŸer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiÅŸ ne de haksızlığa uÄŸramış olursunuz. 
 
 
-------------------------------------------------------------------------------- 
 
AL-Ä° Ä°MRAN 
 
3-39. Ä°nsanların mallarında artış olsun diye verdiÄŸiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiÄŸiniz zekâta gelince, iÅŸte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır. 
 
3-130. Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluÅŸa eresiniz. 
 
 
-------------------------------------------------------------------------------- 
 
en-NÄ°SA 
 
4-29. Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Åžüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir. 
 
4-30. Kim düÅŸmanlık ve haksızlık ile bunu (haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu ateÅŸe koyacağız; bu ise Allah'a çok kolaydır. 
 
4-31. EÄŸer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ÅŸerefli bir yere sokarız. 
 
4-161. Menedildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. 
 
 
Ebedi cehennemlik günahlar nelerdir:
 
- Ehl-i sünnet alimlerinin deÄŸiÅŸik ayet ve hadislere dayanarak vardıkları kanaate göre, ÅŸirk de dahil her türlü inkar ebedi cehennemliktir. Bu gerçek kısaca, “imansız olarak kabre girenler ebedi olarak cehennemde kalırlar” ÅŸeklinde ifade edilir. Ä°mansızlığı doÄŸurmayan hiçbir günah ebedi olarak cehennem cezasını gerektirmez.
 
- Ä°lgili ayetlerin meali -tertip sırasına göre- ÅŸöyledir:
 
a) “Faiz yiyenler tıpkı ÅŸeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların “Alış veriÅŸ de faiz gibidir” demelerindendir. Halbuki Allah alış veriÅŸi mübah, faizi ise haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir talimat gelir, o da faizden vazgeçerse, daha önce yaptığı muamele kendisi için geçerlidir, hakkındaki hüküm de Allah’a aittir. Her kim tekrar faizciliÄŸe baÅŸlarsa, iÅŸte onlar cehennemliktir, hem de orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/275) Konuya ÅŸu ayeti de dahil edebiliriz:
 
b) “Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceÄŸi cehennemdir. Allah ona gazab etmiÅŸ, onu lanetlemiÅŸ ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa, 4/93)
 
c) “Kimin iyilikleri tartıda hafif kalırsa, iÅŸte kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde ebedî kalanlar onlar olacaklardır.” (Müminun, 23/103)
 
d) “Onlar, Allah’la beraber baÅŸka bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın muhterem kıldığı bir canı haksız yere öldürmezler. Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa günahının cezasını bulur.  Kıyamette, o büyük duruÅŸma gününde onun cezası katmerli olur ve azapta, zillet içinde ebedî kalır.” (Furkan, 25/68-69)
 
Bu ayetleri, maddelerinin sırasına göre açıklayacağız:
 
a) Faizle ilgili olarak ebedi cehennemde kalanlar, kâfir kimselerdir. Çünkü bunlar ayette belirtildiÄŸi üzere, “Alış veriÅŸ de faiz gibidir” demiÅŸlerdir. Yani Faizin haramlığını inkâr etmiÅŸler. BilindiÄŸi gibi, helali haram, haramı helal saymak küfürdür. Demek bunların cehennemde ebedi kalmalarının sebebi, faiz yemeleri deÄŸil, faizi helal saymalarıdır. (bk. Razî, Beydavî, Nesefî, ilgili ayetin tefsiri)
 
Bazı alimlere göre,  ayetin sonunda yer alan “onlar orada ebedî kalacaklardır” mealindeki ifadesi, hakiki ve mecazi olmak üzere iki manada açıklanabilir.
 
Hakiki manada olduÄŸu zaman; söz konusu edilen faizciler “Alış veriÅŸ de faiz gibidir” deyip kâfir olduklarından, gerçekten cehennemde ebedi kalırlar.
 
Mecazi manada olduÄŸu zaman; ayette yer alan “cehennemde ebedi kalmak” ifadesi, uzun bir süre kalmak anlamında olur. Ayette “Her kime Rabbinden bir talimat gelir…” ile baÅŸlayan cümle bu manaya imkân vermektedir. (bk. Ä°bn AÅŸur, ilgili yer)
 
b) “Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceÄŸi cehennemdir” mealindeki ayetin hükmü konusundan alimlerin farklı yorumları olmakla beraber, imanla kabre girmiÅŸ kimselerin ebedi olarak cehennemde kalmayacakları konusunda ittifak halindedirler. Onun için yorumlar da bu düÅŸüncenin etrafında ÅŸekillenmiÅŸtir. (bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri)
 
Bununla beraber, bizce ÅŸu yorumlar önem arzetmektedir:
 
1) Bu ayette Allah’ın, “Bir mümini kasden öldüren kimsenin” cezası/yaptığı bu suçun karşılığı ebedi cehennem olduÄŸunu belirtmesi, suçun dehÅŸetini ve hakettiÄŸi cezayı ortaya koymaktadır. Ancak bu cezanın tahakkuk etmesi ise, Allah’ın iradesine baÄŸlıdır. Bu suçu iÅŸleyen kâfirleri ebedi cehenneme koyabildiÄŸi gibi, müminleri de affedebilir veya uzun bir süreliÄŸine cehennemde tuttuktan sonra onu oradan çıkarabilir. Razî’nin benimsemediÄŸi bu görüÅŸ Kaffal’a aittir. (krÅŸ. Razî, ilgili yer)
 
2) Bu ayetin hükmü hakiki manasında olmakla beraber, Allah’ın affı devreye girdiÄŸi zaman, bu hüküm deÄŸiÅŸebilir. Nitekim alimlerin büyük çoÄŸunluÄŸuna göre, katil saÄŸlam tövbe ettiÄŸi takdirde affa mazhar olabilir. Küfrün tövbesi kabul gördüÄŸü halde, katlin tövbesinin kabul edilmemesi düÅŸünülemez. “Åžu muhakkak ki Allah Kendisine ÅŸirk koÅŸulmasını affetmez, ama bunun altındaki diÄŸer günahları dilediÄŸi kimse hakkında affeder.” (Nisa, 4/48) mealindeki ayetin beyanı bunu desteklemektedir. (bk. Razî, ilgili yer)
 
3) Bazı alimlere göre, bu ayetin konusu olanlar -bazı rivayetlerde geçtiÄŸi gibi-Mekis b. Dababe adında biri /veya katli helal kabul ederek dinden çıkan kâfirler olabilir. Dolayısıyla bu hüküm hakiki manasında olarak kafirler için söz konusudur, demektir. Yahut da buradaki “ebedilik” kavramı mecaz olup uzun süre anlamındadır. (bk. Beydavî, Nesefi,  ilgili yer)
 
c)  Müminun suresinin 102-103. ayetlerinde, günah-sevaptan ziyade, iman-küfür muvazenesi yapılmıştır. Bu sebeple,“O gün kimin iyilikleri mizanda ağır basarsa onlar kurtulacaklar” mealindeki ayette imanı ve salih amelleri ağır basanların durumu belirtilmiÅŸtir.
 
“Kimin iyilikleri tartıda hafif kalırsa, iÅŸte kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde ebedî kalanlar onlar olacaklardır” mealindeki ayette ise, küfür ve kötü ameller yapanlar söz konusudur. (krÅŸ. Razî, Beydavî, Ebu’s-Suud, ilgili ayetlerin tefsiri)
 
d) “Onlar, Allah’la beraber baÅŸka bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın muhterem kıldığı bir canı haksız yere öldürmezler. Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa günahının cezasını bulur” mealindeki ayette yer alan “Onlar, Allah’la beraber baÅŸka bir tanrıya yalvarmazlar” cümlesi, konuya imanı da katmaktadır. Buna göre, ayette yer alan “Kim de bunları yaparsa” mealindeki ifadede “kim ki Allah’tan baÅŸkasına ibadet ederse” hususu da dahildir. Bu ise, açık bir küfürdür.
 
Bu ayette zikredilenler kâfir/müÅŸrik kimselerdir. Oradaki kötülükleri de genellikle kâfirler iÅŸler. Onun için küfür/ÅŸirk vasfıyla birlikte onlar da zikredilmiÅŸtir. (bk. Ebu’s-Suud, Ä°bn AÅŸur,  ilgili ayetin tefsiri)
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
14-08-2014 16:56 - 3713 Okunma
ABDULLAH GÖZAYDIN yazarın diğer yazıları [ Tümü ]
OSMANLI ÖNCESİ DÖNEMDE TRABZON’UN TARİHİ MİMARİSİ
21-02-2021 tarihinde eklendi
Hayrettin NuhoÄŸlu Ä°YÄ° PARTÄ° Genel Muhasip
18-01-2018 tarihinde eklendi
TEMA Vakfı Görüşü (Zeytin Alanları)
30-05-2017 tarihinde eklendi
Nasıl Bir STK Yönetimi özlüyoruz?
07-04-2017 tarihinde eklendi
Ali Şükrü Bey’i hatırlamak ve şahsiyetiyle yüzleşmek…
28-03-2017 tarihinde eklendi
Ali Şükrü Bey Ve Başbakan Erdoğan
28-03-2017 tarihinde eklendi
HAYATIMIZDA OLMASI GEREKEN EN'LER
18-01-2017 tarihinde eklendi
Prof. Dr.Hüseyin Kaya Çilingiroğlu
04-11-2016 tarihinde eklendi
27 Nisan E-Darbesine ilk karşı çıkan olarak
25-04-2016 tarihinde eklendi
NEDEN NEDİR NİÇİN
17-03-2016 tarihinde eklendi
aaaaaaaaaaa
Oy Kullan Sonuçlar
Foto Galeri [ Tümü ]
Video Galeri [ Tümü ]
Kim Kimdir
ISTANBUL
 
Destek: Abdullah Gözaydın
Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Site Haritası
 
Tüm hakları saklıdır 2012 ®