Ana Sayfa Künye Sitene Ekle
Kullanıcı Adı : Şifre : Şifremi Unuttum Yeni Üyelik
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri Tüm Yazarlar
Tuzcu OÄŸlu MemiÅŸ AÄŸa
Tuzcu Oğlu Memiş Ağanın Alano Mokod yeni adı Hayrat Ağaçlı mah. BaşsızBedeninin bulunduğu anıt mezarındayız.
Konunun tarihsel anlatımı. Sosyal medya paylaşımı:
Mehmet Åžamilof
 
Osmanlı İmparatorluÄŸu 17. yüzyıl boyunca merkeziyetçi karakterini yavaÅŸ yavaÅŸ kaybetmiÅŸ, 1702’de devlet mukataalarının mültezimlere geçmiÅŸteki tımar malikâneleri gibi babadan oÄŸula geçecek ÅŸekilde devredilmesi dahası 1726’da çıkarılan bir fermanla enderunlu vali tayini sisteminin terk edilerek sancak veya vilâyetlerin en kudretli aÄŸalarının vali atanması, Osmanlı toprak düzenini iÅŸlemez duruma getirmiÅŸ, bu suretle ortaya çıkan sosyal ve iktisadi boÅŸluk âyan adı verilen derebeyleri tarafından doldurmaya baÅŸlamıştır.[1]
Anadolu’da 150 yıldır dinmek bilmeyen asayiÅŸ sorunlarının, derebeylik düzeninin Avrupa’da çoktan tarihe karıştığı göz önüne alındığında Babıâli’nin Batı’ya yöneldiÄŸi bir sırada ortaya çıkması Osmanlı’nın içine düÅŸtüÄŸü anakronizme örnek olarak verilebilir. 1768 Osmanlı-Rus Savaşı baÅŸlangıcında tımar sisteminin çökmesinin yanı sıra sistem tıkandığı için, geçmiÅŸi diriltme hayali dışında devlet ve orduya ait kurumların yozlaÅŸmasının nasıl önüne geçileceÄŸine dair bir eylem planı da bulunmaması da felaketi perçinleyerek çöküÅŸ sürecini hızlandırmıştır. 19. yüzyıl baÅŸlarında Osmanlı’nın hatasını anlayıp yeniden merkezi yetkisini güçlendirme çabaları güç ve servetlerini devletin verdiÄŸi görevler sırasında elde eden âyanlar tarafından tepkiyle karşılanmış, 1814-1834 yılları arasında TuzcuoÄŸlu ailesinin liderlik ettiÄŸi isyanlar ÅŸiddetle bastırılarak bölgede yerel güçlerin etkisi sona erdirilmiÅŸtir. Trabzon bölgesinin en önemli âyanları TuzcuoÄŸulları, KalcıoÄŸulları ve Åžatırzadeler’in birbiriyle akraba olması da ayrıca dikkat çekici bir özelliktir.
 
 
 
1. Tuzcuoğlu Memiş Ağa İsyanı (1814-17)
 
Hopa doÄŸumlu TuzcuoÄŸlu MemiÅŸ AÄŸa yörenin eÅŸrafından Hamdi beyin oÄŸlu ve Erzurum Valisi Ahmet PaÅŸa’nın yeÄŸeni olup, 1809’da FaÅŸ kalesinin Ruslara karşı savunulmasında büyük yararlılık gösterdiÄŸi[2] için 1810’da kapucubaşı, 1812’de ise Trabzon’a vali tayin edilen Hazinedarzade Süleyman AÄŸa’dan (PaÅŸa) boÅŸalan Batum Kalesi muhafızı olarak Gönye sancağına bey yapılmıştır. Trabzon’un doÄŸusunda korkulduÄŸu ölçüde sevilip, saygı duyulan[3] Rize âyanı yapılan MemiÅŸ AÄŸa, bir iddiaya göre köylüleri borçlandırıp karşılığında topraklarına el koyarak onları kendi topraklarında çalışmak zorunda bırakan, toprak sahibi olmasının yanı sıra ticaretle de uÄŸraÅŸan, ölenlerin mirasını yolsuzluk yaparak üzerine geçiren birisidir[4]. Trabzon valisi Hazinedarzade Süleyman PaÅŸa yüklü miktarda borç para aldığı MemiÅŸ AÄŸa’ya borcunu ödemediÄŸi gibi yeniden borç isteyip alamayınca, rakip görüp nüfuzundan çekindiÄŸi MemiÅŸ AÄŸa’yı defalarca İstanbul’a ÅŸikâyet etmiÅŸ[5], durumu tahkik ettiren Babıali baÅŸlangıçta MemiÅŸ AÄŸa’nın iyi biri olduÄŸu sonucuna varmışsa da Hacı SalioÄŸlu gibi ÅŸakileri koruduÄŸu anlaşılıp, Süleyman PaÅŸa’da idam talebinde ısrar edince sonunda II. Mahmud’u aÄŸanın katli için ferman göndermeye ikna etmiÅŸtir[6].
MemiÅŸ AÄŸa idam fermanından habersiz kendini Trabzon’a çağıran valinin davetine icabet için yola çıkmışsa da Sürmene’de durumu öÄŸrenince Rize’ye dönerek evine kapanmış, bunun üzerine Süleyman PaÅŸa MemiÅŸ AÄŸa’nın üzerine kaymakam Hacı Hasan AÄŸa emrindeki kuvvetleri göndermiÅŸtir. AÄŸa canını kurtarmak için ayaklanınca zamanında iyiliÄŸini gören Rize, Hopa, Of ve Sürmene aÄŸaları yanında yer almış, etrafında o kadar çok adam toplanmıştır ki[7] ayaklanmanın bastırılması bir yana Süleyman PaÅŸa’nın FaÅŸ tarafında olmasından da faydalanan taraftarları Hopa’dan Giresun’a kadar tüm bölgeyi ele geçirmiÅŸtir. Sürmeneli ve Oflu isyancılar Trabzon’u kuÅŸatıp, önce limanı 8-10 gün kadar sonra 18 AÄŸustos 1816’da ise Trabzon kalesini zapt etmiÅŸtir. İsyancılar kaymakam Hasan AÄŸa’yı da bir gemiye bindirip Ünye’ye gönderirken Tonyalı Hacı SalihoÄŸlu Tonya’yı ve AbanozoÄŸlu SüÅŸleyman ile Tirebolulu Kel AlioÄŸlu aÄŸalar Tirebolu’yu ele geçirmeyi baÅŸarmıştır. MemiÅŸ AÄŸa, Trabzon ve Giresun’da adamlarını voyvoda olarak atayarak Osmanlıdan bağımsız kendi yönetimini tesis etmeye çalışırken, Süleyman PaÅŸa mahalli kuvvetlerle isyanı bastıramayacağını anlamış, İstanbul’dan emrine gönderilen donanmanın yanı sıra Bolu ve Kastamonu mutasarrıfı Ali PaÅŸa komutasında asker ile bol cephane talebinde bulunmuÅŸtur.
Hasan AÄŸa, Ünye ve civarından topladığı kuvvetlerle Giresun üzerine yürüyerek kenti DarçinoÄŸullarından geri almayı baÅŸardıktan sonra İstanbul’dan gelen 2 geminin de yardımıyla Tirebolu’yu zapt etmiÅŸ ama daha ileri gidememiÅŸtir. Bu sırada Hacı SalihoÄŸlu GümüÅŸhane’yi bizzat TuzcuoÄŸlu ise Åžark-ı Karahisar’ı ele geçirmiÅŸtir. Buna karşın Süleyman PaÅŸa FaÅŸ kalesini adamlarına bırakarak gemiyle Görele’ye gelmiÅŸ, burada Amasya sancağı askerleri, Erbaa, Kemah, Kuruçay, Niksar, Tokat, Hafik, Yıldızeli, İlikli, Tozaklar, DivriÄŸi, Zile ve GümüÅŸhane kazalarındaki voyvodaların askerlerinden oluÅŸturduÄŸu binlerce askerle KuÄŸuzâde konağını alıp, isyancıları dağıtmış ardından Trabzon ve Sürmene aÄŸalarını yanına çağırıp anlaÅŸarak MemiÅŸ AÄŸa’nın yalnız kalmasını saÄŸlamıştır. Kastamonu Valisi Ali PaÅŸa’nın yönetimindeki 30 bin kiÅŸilik hükümet kuvvetleri isyancılarla çetin muharebelere giriÅŸince MemiÅŸ AÄŸa’yı baÅŸta damadı KalcıoÄŸlu Osman Bey olmak üzere yakınları terk etmiÅŸ o da önce Rize’ye oradan daha güvenli bulduÄŸu Of’a kaçmıştır. Rus savaşının ehemmiyetinden ötürü hükümet Of içlerine askeri bir harekâtı tehlikeli bulunmuÅŸ ve teslim olması karşılığında AÄŸa’nın affına dair karar çıkmışsa da aÄŸadan haber çıkmaması üzerine kış mevsiminin geçmesi beklendikten sonra Mayıs 1817’de Süleyman PaÅŸa, donanmanın yanı sıra Gönye, Livana, Acara, Lazistan ve Batum havalisinden getirilen kuvvetlerle birlikte 25-30 bin kiÅŸilik bir güçle Of’u dört bir yandan kuÅŸatıp, 2 aylık bir mücadelenin sonunda MemiÅŸ AÄŸa 26 Ekim 1817’de ele geçirilmiÅŸtir. MemiÅŸ AÄŸa o sırada 100 yaşının üzerinde olmasına karşın hemen boynu vurularak idam edilmiÅŸ,[8] kellesi İstanbul’a gönderilmiÅŸtir.[9]
 
 
2. MemiÅŸ AÄŸa’nın damadı KalcıoÄŸlu Osman Bey ile oÄŸlu Ahmet AÄŸa’nın ayaklanması (1818-21)
 
MemiÅŸ AÄŸa ayaklanmasının ardından damadı KalcıoÄŸlu Osman Bey Sürmene’ye, ayaklanma elebaÅŸlarından Hacı SalihoÄŸlu ise Trabzon’a yerleÅŸtirilmiÅŸlerse de maiyetleriyle birlikte memleketlerine dönme arzularını gerek Süleyman PaÅŸa’ya gerekse yerine tayin edilen yeni Trabzon valisi Hüsrev Mehmed PaÅŸa’ya iletmiÅŸlerdir. Valinin talebini kabul etmemesi[10] dahası TuzcuoÄŸullarının rakibi Åžatırzadeler ile yakınlaÅŸması üzerine KalcıoÄŸlu ile Trabzon’un Vakıf (Vakfıkebir) karyesinde ikamet eden HacısalihoÄŸlu Ali, Görele kazasından Sürmeneli Deli Ahmet, AlaybeyoÄŸlu, İnesil (Eynesil) ayanlarından HacısalihoÄŸlu’nun kayınpederi Dedezade Süleyman ve GümrükçüoÄŸlu adlı aÄŸaların desteÄŸiyle yeni bir isyan baÅŸlatmıştır. Åžatırzade Osman, KalcıoÄŸulları ve Hacı SalihoÄŸulları ile ayrı ayrı görüÅŸerek aralarını açmaya çalışmışsa da baÅŸarısız olmuÅŸtur. Dedezade Süleyman Bey’in 200 adamıyla Görele’den hükümet kuvvetlerine saldırması isyanı fiilen baÅŸlatmış, Hüsrev PaÅŸa, Canik, Lazistan ve Åžark-ı Karahisar’dan topladığı kuvvetlerle 17 Ocak 1819’da karşı saldırıya geçmiÅŸtir. Hüsrev PaÅŸa önce Deli Mehmed AÄŸa’nın konağını kuÅŸatıp adamlarını esir ettikten sonra Dedezade Süleyman Bey’i maÄŸlup edip yakalamayı, KalcıoÄŸlu Osman ile HacısalihoÄŸlu Ali’yi Tonya’ya kaçırmayı baÅŸarmış, BahadıroÄŸulları, Hacı FettahoÄŸulları, Pir Ali gibi diÄŸer aileleri ise aman dilemeye mecbur bırakmıştır.[11] Hüsrev PaÅŸa isyanı bastırdığını sanıp, İstanbul’dan asiler için katl fermanı isterken dağılmaya baÅŸlayan isyan hareketi yeniden alevlenmiÅŸ mücadelenin uzaması Babıali’nin Hüsrev PaÅŸa’yı azlederek yerine Salih PaÅŸa’yı atamasına sebep olmuÅŸtur. DoÄŸuda İran’la mücadele devam ederken, Mora’da Yunan isyanının çıkması hükümeti zor duruma düÅŸürmüÅŸ bu kritik ortamda Trabzon ve Rize halkının üzerine asker göndererek Müslümanları birbirine kırdırma düÅŸüncesinden vazgeçilmiÅŸ, Sadrazam Ali PaÅŸa, Salih PaÅŸa’ya isyancılarla anlaÅŸmaya çalışmasını emretmiÅŸtir. Devletin tavrını zaaf olarak algılanınca TuzcuoÄŸlu MemiÅŸ AÄŸa’nın Of’ta ikamet eden oÄŸlu babasının intikamını almak maksadı ile Ahmed AÄŸa’da eniÅŸtesine katılarak isyan alanını geniÅŸletmiÅŸtir. Babıali’nin sorunu çözmek için görevlendirdiÄŸi kapucubaşı Mehmed AÄŸa’nın ÇarÅŸamba kazasında birkaç yüz isyancı ile karşılanması devletin tüm DoÄŸu Karadeniz’de güç kaybettiÄŸini göstermektedir. Mehmed AÄŸa, ÇarÅŸambalı asilerin vergilerin fazlalığı ve tahsildarların baskısından ÅŸikâyet ettiklerini öÄŸrenince borçlarını affederek köylerine geri dönmelerini saÄŸlamış, Vakfıkebir ve Trabzon üzerinden geldiÄŸi Rize’de ise ulema ve halkı toplayarak köylüleri aÄŸaların arkasında durmaması için ikna edince Ahmet AÄŸa, KalcıoÄŸlu, BüberoÄŸlu yalnız kalarak devletle anlaÅŸmak zorunda kalmıştır. Mehmed AÄŸa çok sayıda köylüyü de asker olarak FaÅŸ bölgesine göndermeyi de baÅŸarmıştır. Kapucubaşı Mehmed AÄŸa baÅŸarısından ötürü Trabzon mütesellimi olarak atanırken tavsiyesi üzerine vali Salih PaÅŸa azl olunarak yerine tekrar Kaputan-ı derya Hüsrev Mehmet PaÅŸa getirilmiÅŸtir.[12]
1825’de Hüsrev PaÅŸa yerine Trabzon valisi olarak atanan Çeçenzade Hasan PaÅŸa ile TuzcuoÄŸlu isyanları sırasında hükümetin yanında yer alan ayandan Åžatırcızade Osman Bey’in arası açılmış, Hasan PaÅŸa 13 Mayıs 1825’de Babıali’ye gönderdiÄŸi bir ÅŸikâyetnamede KalcıoÄŸlu’nun derebeyi tavrıyla halka zulüm ve eziyet yaptığını bu durumun da devletin otoritesini sarstığını anlatmış ve duruma müdahale etmek için sultandan ferman istemiÅŸtir.[13] Bununla birlikte saray bölgedeki dengelerin bozularak TuzcuoÄŸullarının yeniden isyan etmesine vesile olmaması için, Åžatırcızade Osman Bey’in cezalandırılmasına izin vermemiÅŸ, yine de KalcıoÄŸlu 11 Haziran 1825’de Erzurum mübayaacılığına tayin edilerek bölgeden uzaklaÅŸtırılmış, böylece itilaf halledilmiÅŸtir.[14]
 
 
3. TuzcuoÄŸlu Tahir, Abdülkadir ve Abdülaziz’in ayaklanması (1832-34)
 
13 Temmuz 1831’de Trabzon sancağına atanan Trabzon valisi Osman PaÅŸa’nın Osmanlı’nın dış politikada Rusya ve İran ile yaÅŸadığı sorunlar sebebiyle iç sorunların çözümünde yumuÅŸak yüzlü politikası TuzcuoÄŸlu MemiÅŸ AÄŸa’nın yeÄŸenlerinden Tahir AÄŸa’ya Rize mütesellimliÄŸi, Abdülkadir AÄŸa’ya Çürüksu kaymakamlığı gibi devlet görevleri verilmesini saÄŸlamıştır. Bununla birlikte TuzcuoÄŸulları merkezi hükümetin emirlerine raÄŸmen bağımsız hareket etmeye baÅŸlayınca Osman PaÅŸa tarafından bir kaç kez uyarılmışlar onlar da valiyi sadrazama ÅŸikâyet etmiÅŸlerdir.[15] Mısır seferi için 750 asker toplayarak Tahir AÄŸa’nın emrinde Osman PaÅŸa’nın maiyetine asker gönderen TuzcuoÄŸulları valinin sefere katılmak için Trabzon’dan ayrılması üzere ayaklanmış, Abdülkadir AÄŸa birkaç bin adamıyla Eylül 1832’de Gönye üzerine yürüyerek kaleyi ele geçirmeyi baÅŸarmış dahası Mısır valisi Kavalalı Mehmed Bey ile anlaÅŸtığı iddiasıyla Gönye’den sonra Trabzon’u ele geçireceÄŸini söyleyerek bölgeden taraftar toplamaya çalışmıştır. Trabzon valisi Osman PaÅŸa durumu öÄŸrenince geri dönmüÅŸ, adamlarından Çıldır Beylerbeyi Ahmet PaÅŸa’nın görevlendiÄŸi oÄŸlu Aslan Ali Bey 30 Ekim 1832’de isyancılardan Recep ve Laz Aslan Bey’i maÄŸlup ederek Abdülkadir Bey’in yanına kaçmaya mecbur ederken, Åžatırzade Osman Bey ile kaymakam Ahmed PaÅŸa ise Livana kazasındaki TuzcuoÄŸlu taraftarlarını sindirmeyi baÅŸarmışlardır.[16] Sonuçta Abdülkadir AÄŸa aman dilemek zorunda kalmışsa da, İstanbul’da 7-8 ay kadar alıkoyulduktan sonra bir fırsatını bulup, kardeÅŸi Tahir’in de yardımıyla Rize’ye kaçmış, orada yüksek vergileri bahane ederek isyan bayrağı açmış, etrafına 10 bin kiÅŸilik bir güç toplamayı baÅŸarmıştır. Abdülkadir Bey ilk iÅŸ olarak Gönye üzerine yürüyerek buranın mütesellimi Musa Bey’i konağında kuÅŸatırken kardeÅŸi Tahir AÄŸa Sürmene’de vali Osman PaÅŸa’nın azledildiÄŸine ve kendisinin Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali PaÅŸa ile anlaÅŸtığına dair propaganda yaparak adam toplamaya çalışmıştır.[17] Vali Osman PaÅŸa, Sürmene civarında Tahir AÄŸa ile savaÅŸan, Åžatırzade Osman PaÅŸa’nın yardımına Trabzonlu Hacı Salihzade ve Tirebolu voyvodası Kethüzade Emin AÄŸa’yı 8 bin adamla birlikte göndermiÅŸ, Gönye mütesellimi Musa Bey’in yardımına ise kethüda Ahmet PaÅŸa komutasında 10 gemi ve 6 bin asker yollanmıştır.[18] Abdülkadir AÄŸa Gönye’de çok sayıda esir vererek Atina’ya doÄŸru çekilirken, Tahir AÄŸa’da Sürmene’de tutunamamış sonunda her ikisi de Rize’deki konaklarına çekilmek zorunda kalmışlardır. Konakların etrafında siperler kazılarak binlerce Rizeli tarafından savulunca karşı tarafta kendi siperlerini kazmış çok sayıda kiÅŸinin öldüÄŸü çetin çarpışmalar sırasında aÄŸalar 30 Mart 1834’de Rize’yi terk ederek Of’a sığınmak zorunda kalmışlardır. Trabzon valisi TuzcuoÄŸullarını hükümet adına halktan istemiÅŸ hatta 1.000 kese akçe ile cezalandırma tehditinde bulunmuÅŸsa da Oflular aÄŸalarını vermeye yanaÅŸmayınca 15 bin asker Of ilçesini kuÅŸatmış ve isyancıların saklandığı Hundez’e doÄŸru yürümeye baÅŸlamıştır.[19] Abdülkadir AÄŸa, Of’ta tutunamayacağını anlayınca 60 kadar Laz maiyetiyle Bayburd’ın Kırzıy-ı Süfla karyesine kaçmış buranın eÅŸrafından Oflu CansızoÄŸlu Cafer AÄŸa’nın yanına sığınmıştır. Bayburt voyvodası İsmail Bey yanında Bayburt eÅŸrafından Sarı AlioÄŸlu Ömer AÄŸa ile birlikte CansızoÄŸlu’nun konağını kuÅŸatınca 3-4 bin kiÅŸiyle direnmeye karar vermiÅŸse de Ömer AÄŸa’nın CansızoÄŸlu’nun adamlarını tehdit etmesi veya tanıdıklarını yanına çağırması ile durum deÄŸiÅŸmiÅŸ yanında ancak birkaç yüz adam kalan Ömer AÄŸa Abdülkadir AÄŸa’yı teslim etmeye mecbur kalmıştır. İsmail Bey, aÄŸayı Erzurum Valisi Esat PaÅŸa’nın yanına göndermiÅŸ, burada boynu vurdurulmuÅŸtur. Tahir ve Abdülaziz adlı kardeÅŸleri ile bunların oÄŸulları önce gizlendilerse de Esat PaÅŸa’nın aracılığıyla affedilip, Aralık 1834’de Rusçuk ve Varna’ya sürülmüÅŸlerdir.[20]
Lazistan halkının ağırlaÅŸan vergi yükünden kurtulmak için Rusya’ya iltica etmeye çalıştığını buna karşın politik mülteci olmadıkları için geri gönderildiklerini bildiren 1851 tarihli bir belgeden anlaşıldığı kadarıyla bölgenin ekonomik durumu bölgede merkezi otorite tesis edilmekle birlikte düzelmemiÅŸtir[21].
 
 
 
Notlar
 
[1] AkdaÄŸ, 1963: 51
[2] Monteith, 1856: 289
[3] Cevdet PaÅŸa’ya göre TuzcuoÄŸlu MemiÅŸ AÄŸa “… beÅŸ on kazayı maktu’a rabt ile menafini zabt ve bu vesile ile dahi ahâliyi kendisine celbeyleymiÅŸ velhâsıl bu tarik ile ol-havaliyi zîr-i zabtına almıştı…” (Ahmed Cevdet PaÅŸa, 1319: X, 219)
[4] Ahmed Cevdet PaÅŸa, 1319: X, 197. Bu iddiaya karşın TuzcuoÄŸlu’nun idam fermanını getiren Mehmet Emin Efendi’nin 23 Temmuz 1818 tarihli tahriratında Oflu, Sürmeneli, Lazistan ve Trabzon halkının tümüyle TuzcuoÄŸlu’na tabi olup, yardım ettiÄŸini bildirmiÅŸtir ki MemiÅŸ AÄŸa’nın halk nezdinde gördüÄŸü itibarın bu iddiayla çeliÅŸtiÄŸi görülmektedir (BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi, Ariza, Hatt-ı Hümayun Tasnifi, No: 22580, 22571)
[5] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi, Tahrirat, Hatt-ı Hümayun tasnifi, No: 22567
[6] İdam fermanında padiÅŸahın ÅŸu derkenar yazısından anlaşıldığı kadarıyla II. Mahmud valinin isteÄŸinin haksızlığının farkında olmasına karşın TuzcuoÄŸlu gibi güçlü bir ayanın yok edilmesini devlet otoritesi açısından bir kazanç olarak algılamaktadır: “Bir kaç defa’dır Vâli bu ÅŸekilde yazıyor. EÄŸer bir gareze mebni ise günahı anın boynuna olsun îdâm ve izâlesi içün emir yazılsın.” sözleriyle valinin talebini onaylamıştır (BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi, Hatt-ı Hümayun tasnifi. No: 52813)
[7] Hacı SalihoÄŸlu Ali, Pir Ali, Tufan, AbanozoÄŸlu Süleyman, Sürmeneli SuiçmezoÄŸlu Hasan, BazioÄŸlu İsmail, ÇelebioÄŸlu Yakup, Genç Mehmed, Köralay BeÄŸi gibi fermanla aranalar da yer almaktaydı.
[8] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi, Tahrirat, Hatt-ı Hümayun tasnifi, No: 22602/c ve Name-i Hümayun Defteri, No. 10 s. 155; Aktepe, 1953: 22; Bıjışkyan, 1998: 117; Åžakir Åževket, 2001: 195-197
[9] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Muallim Cevdet Dahiliye Tasnifi No: 9562
[10] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 22563
[11] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 22563, 22597; Aktepe, 1953: 35
[12] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 22592, 22565B, C
[13] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 22616/E, J; Aktepe, 1953: 41-42
[14] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Mühimme Defteri. No: 241, s. 275
[15] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 22603
[16] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. 22595, 22613
[17] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 2260; Aktepe, 1953: 46-47
[18] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. No. 22613; Aktepe, 1953: 48
[19] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 52814/A, D, E, F.
[20] BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi. Hattı Hümayun Tasnifi. No. 22815
[21] BOA, İrade Hariciyye, Nr.3973, 19 Muharrem 1268, Lazistan Mutasarrıfı tarafından gönderilen “Tezkire-i Senaveri”.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik ÇaÄŸ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (GeniÅŸletilmiÅŸ 3. baskı) Nika Yayınları. Ankara, 2016
 
Arama: #TuzcuOğluMemişAğanın
Alano Mokod yeni adı #Hayrat AÄŸaçlı mah. #BaÅŸsızBedeninin bulunduÄŸu anıt mezarındayız.
Etiketler :
tuzcuouglumemicgauganugnalanomokodyeniadughayratauga - olugmah - bacgsugzbedenininbulunduuguanugtmezarugndayugz - -
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 YORUM YAPMAK İSTERMİSİNİZ
21-06-2020 19:33
aaaaaaaaaaa
Oy Kullan Sonuçlar
Foto Galeri [ Tümü ]
Video Galeri [ Tümü ]
Kim Kimdir
ISTANBUL
 
Destek: Abdullah Gözaydın
Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Site Haritası
 
Tüm hakları saklıdır 2012 ®