Sıgara içmediÄŸim, Alkol kullanmadığım, Kumar-ÅŸans oyunları oynamadığım, Otomobilim olmadığı, Fazla yolculuk yapmadığım için aÅŸağıda ÅŸikayeti olan vergilerden fazla haberim olmuyor, Fazlada kafaya takmıyordum.
Radyocu arkadaşım Nihat Sırdar'ın paylaÅŸtığı aÅŸağıdaki ÅŸikayeti okuyunce jetpon anca düÅŸtü, Aslında iÅŸin bam teli burada, Satılanlar satılıyor, bedeli nereye gidiyor bilemem ama iktidarın yaptığı Yolların...! maliyetini zaten vatandaÅŸ misli misline ödüyor arkadaÅŸ.
Anlayacağınız ülkenin 90 yıllık birikimini ve geleceÄŸini yok pahasına satan iktidar, Parasızlıktan yapmadı bu iÅŸi, Konuyu düÅŸünerek yeniden karar verin sizde.
Daha sorgulama zamanı gelmedi diyenler çok gühanız var çok...
BÄ°R DUBLE GERÇEK
Geçen gün, “Litresi 90 lira olan rakının vergisi 50 liraymış. Sonra bu duble yollar nasıl yapılıyor; tabii ki benim, senin, bizlerin tükettiÄŸi dublelerle” ÅŸeklinde bir tweet attım…
Çok beÄŸenildi, çok da paylaşıldı.
Tabii ki eleştiri de aldı.
Beni muhalif olmakla, hesap bilmemekle falan suçlayanlar oldu.
Canları sağ olsun.
Öncelikle bu ülke için taÅŸ üstüne taÅŸ koyandan Allah razı olsun diyelim, sonra da eleÅŸtirenlere derdimizi açıklamalarla, detaylı rakamlarla anlatalım.
Tabii ki anlamak isterlerse…
VereceÄŸim tüm örnekler için, en saÄŸlıklı rakamlara ulaÅŸtığım yıl olan 2012 verilerinden ilerleyeceÄŸim.
2012 yılında, dönemin UlaÅŸtırma, Denizcilik ve HaberleÅŸme Bakanı Binali Yıldırım, o güne kadarki AKP iktidarı döneminde, yani 2002-2012 yılları arasında 15 bin kilometre duble yol yapıldığını, bunun için de yaklaşık 43 milyar Türk Lirası harcandığını açıkladı.
Açıklama internette nal gibi duruyor, basit bir Google aramasıyla herkes ulaÅŸabilir.
Devletin sadece 2012 yılı için rakı, bira, ÅŸarap gibi alkollü içkilerden aldığı vergi tutarı 4,2 milyar Türk Lirası.
Yıllık 4,2 milyarı çarp 10 yılla, neredeyse duble yollara harcanan paraya denk bir rakama ulaşıyor.
Kimseye daha çok için falan demiyorum, yanlış anlaşılmasın… Ama her fırsatta “Biz duble yol yaptık. Bu ülkede yolsuzluk olsa bu kadar duble yol yapılabilir miydi” falan diyenlere de duble yol yapmanın çok da büyük bir ÅŸey olmadığını, hele hele asla bir lütuf sayılamayacağını, üstelik bu yolların ve çok daha fazlasının benden, senden, ondan alınan vergilerle yapıldığını hatırlatmakta da fayda var.
Gelelim baÅŸka bir örneÄŸe…
Depremden sonra halka kasılan, sonra da kalıcı hale gelen özel iletiÅŸim vergisinden 2012 yılında elde edilen vergi geliri 4,5 milyar lira…
Yine çarp 10 yılla, ediyor 45 milyar lira…
Yine senden, benden, ondan; sırf sen benimle, ben onunla iletiÅŸim kuruyorum diye kesilen özel vergiden elde edilen kazanç, 10 yılda duble yola harcanan 43 milyar Türk Lirası’ndan bile fazla.
Bizde örnek bitmez.
Bir de malum sigaradan alınan vergiler var.
Aynı yıl, yani 2012 yılında sigaradan elde edilen vergi ne kadar biliyor musunuz?
Sıkı durun söylüyorum: 18,4 milyar lira.
Ä°ki buçuk yıllık sigara vergisi 10 yıllık duble yola bedel.
Allah bir memleketimize, bir de sigara içenlere zeval vermesin; ne diyelim…
Bitmedi…
Sen, ben, o özel aracımızla ya da otobüsle, yapılan duble yolları kat edip iÅŸe, eve, tatile gitmek için yakıt alarak, yine sadece 2012 yılında devlete 43.5 milyar Türk Lirası akaryakıt vergisi ödedik.
10 yılda duble yola yatırılan paranın tamamı, bir yılda akaryakıt vergisi olarak cebimizden çıktı…
Bir Alman’ın 30 bin liraya bindiÄŸi otomobile, üzerindeki vergi yüzünden 60 bin lira sayıp sahip olmadan, yılda iki kere “Pul parası” adı altında vergi ödemenden söz etmiyorum bile…
Daha gelir vergisi, emlak vergisi, gümrük vergisi, ıvır zıvır vergisi, maaÅŸ eline geçmeden kesilen “Ben aldım oldu” vergisi, KDV’si falan var ki onlara hiç girmiyorum bile…
Özetleyecek olursak yapılan her hizmetin bedelini halk olarak biz ödüyoruz…
Bu gelirleri en iyi ÅŸekilde yönetip hizmet üretecek siyasetçileri de oylarımızla bizler seçiyoruz.
Sen, ben, o paramızla fırından ekmek almaya gitsek ve fırıncı her seferinde bize “O ekmeÄŸi senin için ben yaptım ulan! Kıymetimi bil, ben olmasam ekmek yiyemezsin sefil” diye çıkışıp takdir edilmeyi, pohpohlanmayı, “PadiÅŸahım çok yaÅŸa” nidalarıyla şımartılmayı beklese, en fazla iki gün dayanıp üçüncü gün fırın küreÄŸiyle giriÅŸiriz deÄŸil mi?!
Fırıncının yaptığının aynısını; yine senin, benim, onun parasıyla hizmet üreten siyasetçilerin yapmaya ne hakkı var sence?!
Hele bir düÅŸün istersen…
Haa; muhalefet neden çıkıp bunları adam gibi anlatmıyor diye soracak olursanız, o konuda tek bir ÅŸey söyleyebilirim:
Onlar sadece kaybetmeyi biliyor.
Alıntı: İskender Baydar http://www.iskenderbaydar.com/duble-duble-gercekler/
Galyan Barajı, çakıl ve kum doluyor
BAÅžKANA SORUYORUZ
